Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Aziz kardeşim, Lübnan Başbakanı Sayın Necip Mikati ve heyetini ülkemizde misafir etmekten büyük memnuniyet duydum. 🇹🇷🇱🇧
Lübnan’ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısındayız. Lübnan halkının birliğine ve iç barışına katkılarımızı sürdüreceğiz.
Lübnan’ın güvenliği, bölgenin istikrarından ayrı değerlendirilemez.
Gazze’de ateşkes ve kalıcı barış sağlanmadan da bölgemiz huzura kavuşamaz.
Her kim daha fazla kan dökerek, daha fazla yıkarak, yok ederek, sivil katlederek güvenliğini artıracağına inanıyorsa vahim bir yanlışın içindedir.
Türkiye, İsrail saldırganlığına karşı elindeki tüm imkânlarla Lübnan’ın arkasında durmuş, insani yardımlarını sürdürmüştür.
İsrail’in ateşkese harfiyen uyması ve Lübnan’da yol açtığı zararı tazmin etmesi için uluslararası toplum tarafından baskının sürdürülmesi gereklidir.
Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
Aziz kardeşimle Suriye’deki gelişmeleri de etraflıca değerlendirdik.
Suriye’nin iki önemli komşusu olarak birlikte hareket etmemiz gerektiği hususunda mutabıkız.
Türkiye ve Lübnan olarak müşterek hedefimiz, Suriye’yi yeni bir şevkle ayağa kaldırmaktır.
Biz kardeşliğimizin ve komşuluğumuzun gereği ne ise dün olduğu gibi bugün ve yarın da yapmaya devam edeceğiz.
TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödüllerini kazanan akademisyenlerimizi, bilim insanlarımızı şahsım ve milletim adına canıgönülden tebrik ediyorum.
Ödül sahibi hocalarımızın her birine gelecekte yapacakları çalışmalarda şimdiden muvaffakiyetler diliyorum.
Bu yıl TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleriyle hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar yürüten 57 bilim insanına ödüllerini tevdi ettik.
TÜBA-TESEP kapsamında 4’ü Telif Eser Ödülü, 1’i Halil İnalcık Özel Ödülü, 1’i Kemal Karpat Özel Ödülü ve 1’i Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 7 eser ödüle layık görüldü.
TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllerimiz, dünyada genç akademi oluşumunun ilk ve en özgün örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Bu yıl 20 farklı üniversitede bilimsel çalışmalar yürüten 25 genç bilim insanımıza bu ödüllerini takdim ettik.
TÜBA Uluslararası Akademi Ödüllerini ise 3 farklı kategoride uluslararası düzeyde özgün, öncü ve çığır açan çalışmalarıyla temayüz etmiş 4 kıymetli bilim insanına verdik.
Yine bu sene 7’si Bilim, 13’ü Teşvik ve 1’i Hizmet Ödülü olmak üzere 15 üniversiteden 21 bilim insanımıza da TÜBİTAK Bilim Ödüllerini takdim ettik.
Ödül komisyonu ve hakem heyetine yıl boyunca harcadıkları yoğun emek ve yaptıkları değerlendirmeler için tebriklerimi sunuyorum.
Suriye’de 13 yıllık insani buhran ve çatışma döneminde Avrupa Birliği’yle birçok projeyi hayata geçirdik.
Birliğin, ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmesini bekliyoruz.
Bu desteğin Suriye’de temel altyapı yatırımlarını içerecek şekilde orta ve uzun vadeli, kapsamlı ve sürdürülebilir olması çok mühimdir.
Suriye’nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyette bulunmuş bir ülke olarak birlikte çalışmaya hazırız.
Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye için stratejik hedef olmayı sürdürüyor. Üyeliğimizin, ülkemize olduğu kadar Birliğe de önemli katkılar yapacağı açıktır. 🇹🇷🇪🇺
Son gelişmeler, Türkiye’nin kilit ülke konumunu daha da perçinlemiştir.
Bugün Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Sayın Ursula von der Leyen ile görüşmelerimizin öncelikli gündemi, aramızdaki ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlardı.
Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim.
Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım.
Türkiye ve Avrupa Birliği arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç var.
Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz.
Avrupa Birliği Komisyonunun da Sayın Von der Leyen ile gerekli iradeyi sergileyeceğine inanıyorum.
İki gün sonra yapılacak Birlik zirvesinde ilişkilerdeki tüm kısıtlamaları kaldıracak…
Askıya alınan yüksek düzeyli diyalogları canlandıracak…
Gümrük Birliğinin güncellenmesi beklentimize cevap verecek…
Ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum.
Bu vesileyle en kısa sürede Türkiye-Avrupa Birliği zirvesini yapmak suretiyle ilişkilerimizi olması gereken seviyeye çıkarmayı ümit ediyorum.
Atalarımızın dediği gibi, “Mahkeme kadıya mülk değil”. Bulunduğumuz makamlar da bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil.
Biz görevimizi aynı zamanda bir imtihan vesilesi görüyoruz. Bu imtihanı başarıyla vermenin, emanete sahip çıkmanın peşindeyiz; bunun için mücadele ediyoruz.
Türkiye Yüzyılı’nın Emektarları Programı vesilesiyle emeklilerimizle bir araya geldik, hasret giderdik.
Ülkemizin dört bir yanındaki emekli vatandaşlarımıza en halisane sevgilerimi, saygılarımı gönderiyor; tüm emeklilerimize ülkemize katkıları için teşekkür ediyorum.
13 yıl sonra ilk defa Suriyeli kardeşlerimiz geleceklerine umutla bakıyor; sevinçle, heyecanla bakıyor ama birileri buna bile tahammül edemiyor.
Suriyeli kardeşlerimizin zaferini gölgelemek, bu önemli başarıya çamur atmak adına akla ziyan komplo teorileri üretiyorlar.
Ülkemizin en büyük şansı, etrafımızda yaşanan tüm krizlerde Türkiye’nin kaptan köşkünde AK Parti’nin olmasıdır.
14-28 Mayıs seçimlerinde Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketin kıyısından döndüğü zamanla daha net görülecektir.
CHP’nin bırakın Türkiye’yi yönetmek, simit tezgâhını yönetecek kabiliyete sahip olmadığı daha iyi anlaşılacaktır.
Dünya, güçlü liderlerin oyun sahasına dönüşmüş durumdadır.
22 yıllık iktidarımızda sağladığımız siyasi, ekonomik, diplomatik kazanımlar sayesinde artık Türkiye de bu küresel oyunun önemli aktörleri arasına girmiştir.
Türkiye’yi, bölgesel ve küresel her önemli meselede görüşü sorulan, duruşu merak edilen, tercihi dengeleri değiştiren bir ülke haline getirdik.
Allah muhafaza, Türkiye’nin CHP yönetimi altında tüm bu sınamalardan, tüm bu krizlerden; tüm bu siyasi, ekonomik, diplomatik çekişmelerden geçtiğini düşünebiliyor musunuz?
İşte bunun için AK Parti iktidarının ve Cumhur İttifakı’nın önümüzdeki dönemde de güçlü bir şekilde yoluna devam etmesi gerekiyor.
Hep beraber sırt sırta vererek Türkiye’ye daha nice başarılar, nice zaferler yaşatacağımıza inanıyorum.
Bu konuda milletimize, yol ve dava arkadaşlarıma sonuna kadar güveniyorum.
Dün Sayın Özel çıkmış, güya PYD üzerinden bizi sıkıştırmaya çalışıyor.
Bölücü terör örgütünün Suriye’deki uzantılarıyla ilgili bizim duruşumuz bellidir Sayın Özel…
PYD’yi terör örgütü görüp görmediğinize CHP Genel Başkanı olarak asıl sizin cevap vermeniz gerekir.
Öyle ya, yıllarca bu yapının avukatlığını sizin partiniz üstlendi.
Ülke ülke dolaşıp bu örgütün reklamını yapan da sizin milletvekillerinizdi.
Hatta “YPG bize saldırmaz” diyerek bölücü örgütün Suriye uzantısına kefil olan sizin eski genel başkanınızdı.
Çıkın ve açıklayın, YPG/PYD konusunda siz de eski genel başkanınız gibi mi düşünüyorsunuz?
Bayrak değiştirmek ne zamandan beri PKK’nın uzantılarını aklamak için yeterli olmaya başladı?
Hadi Suriye’yi bilmiyorsunuz, PKK’nın 40 yıldır çevirdiği dolapları da mı hiç bilmiyorsunuz?
Ne diyelim? Allah bunlara basiret ve feraset versin.
Suriye’deki devrime şaşı bakanlara, Esed dönemini yüceltenlere, meseleyi başka güçlerin tezgâhı seviyesine indirenlere en güzel cevap, Şam’daki yer altı hapishaneleridir.
Suriyelilerin neden yıllarca vatanına dönemediğinin cevabı, buralardaki işkence ve ölüm aletleridir.
Esed’in af çağrısına kanıp rejimin kontrol ettiği şehirlere dönenler ise maalesef cezaevi denilen ölümhanelerde türlü işkenceye uğradıktan sonra katledilmişlerdir.
Televizyonlara, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan vahşet hikâyelerini dinlemeye insanın yüreği dayanmıyor.
Ancak CHP Genel Başkanı, Esed’in kendisinin bile inanmadığı af ilanına prim vererek son ana kadar bunun reklamını yapmıştır.
Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir program, proje, söylem üretmeyen ve Türk siyasetini zehirleyen bu zihniyeti milletimizin irfanına havale ediyoruz.
Bunlar hiçbir zaman millette karşılık bulamadılar, bundan sonra da millet bunlara yüz vermeyecektir.
Bazısı cehalet, bazısı lümpen ırkçılık, kimi de mezhepçilik çukurunda debelenmeye devam edecektir.
Rabb’im ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin.
Türkiye’nin ve Türk milletinin hiçbir kazanımına sevinemeyen; tam tersine hepsine bir kulp takmak, yoksa da öyleymiş gibi göstermek için uğraşan güruhu insanımız da görmektedir.
Bunlar artık siyasetin değil, psikiyatrinin konusu olacak bir yere savrulmuştur.
Birilerinin sürekli milletimizi umutsuzluk batağına sürükleme gayretinin arkasında bugünümüzle geleceğimiz arasındaki irtibatı koparma niyeti vardır.
Tabii bizim için asıl olan, ülkeden ve milletten kopuk bir şekilde, kendi hayal dünyalarında yaşayan marjinallerin hezeyanları değildir.
Bizim için asıl olan; milletimizin ne dediği, ne istediği, ne beklediği, neyi murat ettiğidir.
AK Parti 23 yıldır bu istikamette yürüdüğü için başarılı olmuş, iktidarda kalmış, her bireye eşsiz hizmetler kazandırmış, her karış vatan toprağını eşsiz eserlerle donatmıştır.
Ülkemizi nasıl 2023 vizyonuyla buluşturduysak 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirmek de yine AK Parti kadrolarına nasip olacaktır.
Yiğitler ve şehitler beşiği; vatanımızın, milletimizin, devletimizin, istiklalimizin âşığı; gönül coğrafyamızın nüvesi Sakarya… Teşekkürler Sakarya! 🇹🇷
Читать полностью…Bize bühtan eden CHP ve yandaşlarına tavsiyem: Diktatör kime denir görmek istiyorlarsa Suriye’den gelen hapishane görüntülerini seyretsinler.
Diktatörün ne olduğunu gerçekten öğrenmek isliyorlarsa yere göğe sığdıramadıkları Baas rejiminin günah galerisine bir baksınlar.
CHP’nin ve bazı faşist grupların Suriye’deki olumlu iklimi de sabote etmeye çalıştığını görüyoruz.
Yaptıklarından dolayı biraz olsun mahcubiyet duyması gereken CHP’nin, Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin kuyruk acısıyla mülteci düşmanlığını köpürtmesi bu siyasi parti adına bir utanç vesikasıdır.
CHP ve ortakları ne yaparsa yapsın, biz gönüllü geri dönüşleri de inşallah vakarla yürüteceğiz.
Televizyon ekranlarına, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan teşekkür mesajlarını izledikçe hepimiz mutlu oluyoruz.
Suriyeli yetimlerin, öksüzlerin hayır dualarına mazhar olmanın milletçe bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Bunun için Rabb’imize ne kadar hamdetsek azdır.
Hayattaki her şey gibi elbette yetime, öksüze, garibe kol kanat gerebilmek de nasip işidir.
Biz bu açıdan da nasipli bir milletiz.
Yüce Allah, milletimizden razı olsun.
Rabb’im Suriye’de açılan yeni sayfayı başarılarla doldurmayı Suriyeli kardeşlerimize nasip eylesin.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 76’ncı yılı münasebetiyle düzenlenen Kardeşliğin Yüzü Programı’nın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve dünyanın dört bir yanındaki tüm kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Bu anlamlı programı tertip eden AK Parti İnsan Hakları Başkanlığımıza teşekkür ediyor, organizasyonda emeği geçen her bir kardeşimi tebrik ediyorum.
Ülkemizde, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde zikredilen hak ve özgürlükleri daraltan, kısıtlayan, yok sayan uygulamaların önüne biz geçtik.
Kültürel kimliği dolayısıyla kimsenin ayrımcılığa uğramayacağı adil ve demokratik bir sistemi milletimizle birlikte biz hayata geçirdik.
Başörtüsünün önündeki engelleri biz kaldırdık, kılık kıyafetinden ötürü devletten ve kamusal alandan dışlanan kadınların hak ve hukukunu yine biz müdafaa ettik.
Kültür Bakanlığımız bünyesinde kurduğumuz Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Alevi ve Bektaşi vatandaşlarımızın haklarını yeniden ele aldık.
Kamu Denetçiliği Kurumu, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi yeni birimlerimizle hak ve özgürlüklerin önünü daha da açtık.
Yargı reformu yasa paketleriyle, insan hakları eylem planlarıyla, yargı reformu strateji belgeleriyle yargı ve adalet sistemimizi tahkim ettik.
Türkiye’de işkenceye biz son verdik, nefret suçları kavramını ceza mevzuatımıza biz ekledik.
İnşallah bundan sonra da 85 milyonun tamamının özgürlük alanlarını genişletecek nice çalışmayı yine milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz.
Türkiye olarak 14 aydır Gazze’de kalıcı ateşkesin tesisine ve barışa fırsat tanınması gerektiğini vurguluyoruz.
Bölgemizde değişen dinamikler bunun için hiç olmadığı kadar elverişlidir.
İsrail hükûmetinin ısrarla ve inatla gittiği yol, açık söylüyorum, yol değildir.
Bu durum, Gazze ve Filistin için olduğu kadar Suriye için de geçerlidir.
Uluslararası toplumun bu katliamlar karşısındaki kayıtsızlığı, sistemi ayakta tutan temel hukuki ilkelerin, değerlerin her geçen gün daha da aşınmasına, örselenmesine, yok olmasına sebebiyet vermektedir.
Buna mutlaka bir “dur” denilmelidir.
Daha fazla kan dökerek, masum sivillerin tepesine daha fazla bomba yağdırarak güvenlik sağlanamaz.
Türkiye, Gazze’deki kan deryasının artık son bulması için değil elini, tüm vücudunu taşın altına koymaya hazırdır.
İsrail hükûmeti üzerinde etki sahibi küresel güçlerin Gazze’de de barış penceresinin açılması için artık inisiyatif alması gerektiğine inanıyoruz.
Şayet oyalama taktikleri yerine gerçekten samimi bir irade gösterilirse elbette netice alınacaktır.
Kuantum bilgisayar teknolojisinde attığımız kritik adımla Türkiye’yi küresel rekabette çok stratejik bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.
Önümüzdeki dönemde kuracağımız süper iletken çip üretim eviyle çok daha yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarlarına giden yolu da açacağız.
Suriye başta olmak üzere son dönemde bölgemizde yaşanan her hadise bizlere şu gerçeği hatırlatmaktadır.
Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür.
Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız.
İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz.
Tarihin millet olarak bize yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna göre davranmak mecburiyetindeyiz.
Kendi ülkelerine başkalarının gözünden bakanlar bunu fark edemeyebilir.
Burunlarının dibini dahi görmekten aciz olanlar bunu anlamayabilir.
“Türkiye’nin Libya’da, Suriye’de, Somali’de ne işi var” diye soranlar bu vizyonu ve misyonu idrak edemeyebilir.
Türkiye’nin son 22 yılda nasıl büyük bir değişim geçirdiğini bilmeyenler olayların seyrini kavramakta zorlanabilir.
Ama biz bunu görüyoruz, süreçleri okuyoruz, çağrılara kulak tıkamıyoruz.
Türkiye’nin başarılarına sevinemeyenleri kendi haset dolu dünyalarında vehimleriyle, korkularıyla, komplo teorileriyle, safsata ve hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz.
Milletiyle duygudaşlığını kaybetmiş olanlara ne söylesek boş, ne atlatsak faydasız.
Biz onlarla vakit kaybetmeyeceğiz.
Biz hep olduğu gibi önümüze bakacağız, hedeflerimize odaklanacağız.
Uluslararası toplum, 13 yıl boyunca katliama uğrarken Suriye halkına maalesef yeterli desteği vermedi, veremedi.
Şimdi bunu telafi etmek mümkündür.
Bunun yolu da Suriye’nin inşa ve imar çabalarına destek olmaktan geçiyor.
61 yıllık zulmün, baskının, karanlığın ardından yıkılan Baas rejimi, geride kelimenin tam anlamıyla büyük bir enkaz bıraktı.
Yaklaşık 1 milyon insanı katledilmiş, nüfusunun yarısı yerinden edilmiş, 13 yıldır süren çatışmalardan bitap düşmüş bir Suriye’yle karşı karşıyayız.
Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değil.
Suriye’nin; komşularının, dost ve kardeş ülkelerin, Avrupa Birliği ile uluslararası kuruluşların güçlü desteğiyle süratle ayağa kalkması lazım.
Bu anlayışla Şam Büyükelçiliğimizi 12,5 yıllık aranın ardından cumartesi günü yeniden faaliyete geçirdik.
Türkiye, Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir.
Türkiye’yi yönetme görevini devraldığımızda en düşük emekli aylığı 66 lira, yani 43 dolardı. Asgari ücret ise 184 liraydı, bu rakam da 122 dolara denk geliyordu.
Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira, yani 370 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar.
Emeklilerimize olan vefa borcumuzu layıkıyla ödeyebilmek için göreve geldiğimiz günden itibaren yoğun ve samimi bir gayret içindeyiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte yol yürümeyi hem de güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.
2012 yılında 1,8 milyon emekli vatandaşımızın aylıklarında artış sağlayan intibak düzenlemesini hayata geçirdik.
Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulamasını kaldırdık.
Emeklilerimize banka promosyonlarının ödenmesini sağladık.
Bayram ikramiyeleri ile emeklilerimizin evlatlarıyla, torunlarıyla, aileleriyle paylaştıkları bayram sevinçlerine ortak olduk.
Asgari ödeme miktarlarını yeniden ele alarak emekli alt sınır aylıklarını yükselttik.
Emekli aylıklarındaki normal iyileştirmelere ek olarak seyyanen zamlar ve ilave refah payı artışları ile emekli maaşlarında önemli iyileştirmelere gittik.
Tüm bunların sonucunda 2002-2024 döneminde farklı statüdeki emekli aylıklarında reel olarak %78 ila %631 oranlarında artış yaşandı.
2023 yılı Ekim ayında gelir veya aylık alan sigortalı ve hak sahiplerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptık.
Tüm bunlara ilaveten 2024 yılını Emekliler Yılı ilan ederek Türkiye Yüzyılı’nın emektarlarına verdiğimiz önemi gösterdik.
Emekli vatandaşlarımızın temel haklarını kullanmaktan yoksun bırakıldığı, sağlık ve ulaşım imkânlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı.
22 yıllık iktidarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik.
Kendimizi elbette bu iyileştirmelerle sınırlı tutmayacak, emeklilerimiz için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet üretmeye devam edeceğiz.
Sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı konjonktüreldir, yani gelip geçicidir.
Türkiye, Allah’ın izniyle hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir.
Dünyamız ve bölgemiz son dönemde gerçekten sancılı günler yaşıyor.
Koronavirüs salgını ekonomiden ticarete, güvenlikten sosyal hayata kadar her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı.
Bilhassa Türkiye’nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor.
Rusya-Ukrayna savaşı önümüzdeki Şubat’ta 4’üncü yılına girecek.
İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamları başlayalı 440 gün oldu.
Elbette tüm bu olaylardan, savaşlardan, krizlerden ülkemiz de etkileniyor.
Ama bunlara rağmen Türkiye, bütün bu kargaşanın ortasında bir istikrar adası olarak takdir topluyor, bölgenin kilit ülkesi kimliğiyle öne çıkıyor.
Dengeli, itidalli ve hakkaniyetli politikalarla bütün bu muhataralı süreçleri hamdolsun başarıyla yönettik, yönetmeye devam ediyoruz.
Biz bir de bu dönemde asrın felaketi denilen, 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depremlerini yaşadık.
Lakin şunu biliyoruz…
Şimdi bazı güçlüklerimiz olsa da Türkiye’yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler beklemektedir.
Milletçe biraz daha sabredersek inşallah her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız.
Türkiye Yüzyılı’nın parlak günlerini inşallah hep birlikte idrak edeceğiz.
Diplomasi tıpkı siyaset gibi ince bir sanattır.
Diplomasi tıpkı siyaset gibi akıl ister, birikim ister, öngörü ister; basiret, feraset, stratejik sabır ister.
Diplomasi birkaç hamle sonrasını değil, 10 hamle sonrasını hesaplamayı gerektirir.
Aziz milletimizin teveccühüyle, son 22 yıldır da bir nevi kurtlar sofrası olan uluslararası arenada Türkiye’yi temsil ediyoruz.
Şu ana kadar binlerce toplantıya, binlerce zirveye iştirak ettik.
Çok zorlu müzakerelerde ülkemizin ve milletimizin hakkını savunduk.
Allah’a hamdolsun 22 yıl boyunca milletimizin başını yere eğdirmedik.
Her zaman bin düşündük ama bir söyledik.
Batılı ülkelerin sırtını döndüğü ve ölüme terk ettiği mazlumlara sadece insanlık adına, kardeşlik adına, Müslümanlık adına sahip çıktık.
Muhalefet bunu anlayamadı, kimi aydınlar bunu idrak edemedi; kimi gazeteciler, kimi medya mensupları bunu bir türlü kavrayamadı.
Yalnız bırakıldığımız, haksızca eleştirildiğimiz çok zaman oldu.
CHP eski genel başkanının körüklediği nefret dalgasının asıl gayesinin ne olduğunu bugün daha net görebiliyoruz.
Yere göğe sığdıramadıkları Baas rejiminin karanlık ve çirkin yüzü, hapishane denilen ölüm kamplarında şimdi tek tek ortaya çıkıyor.
Ama bunlara rağmen ne CHP’nin eski genel başkanı ne de Sayın Özel, Suriye krizi ve sığınmacılar meselesinde bir öz eleştiri yapmıyor.
Haklarına girdikleri insanlardan helallik dilemiyorlar.
Son ana kadar neden Esed denilen zaliminin reklamını yaptıklarını, neden Esed’den medet umduklarını millete izah edemiyorlar.
Suriyeli kardeşlerimizin Türk bayraklarıyla zaferlerini kutlamasından niçin rahatsız olduklarını söylemiyorlar.
Biz ise hem kardeşlik ve komşuluk görevimizi hakkıyla yerine getirdik hem de insanlık sınavından alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıktık.
Suriye’nin yeniden imarı ve ayağa kaldırılmasında da tüm kesimleriyle Suriye halkının yanında olacağız.
Son 22 yılda muhalefetin isabetli tavır sergilediği neredeyse tek bir uluslararası olay yok…
Читать полностью…Tarihimizin ve medeniyetimizin medarıiftiharı; gazalarıyla, fetihleriyle, açtığı kapılarla barış medeniyetinin nişanesi olan Kocaeli… Teşekkürler Kocaeli! 🇹🇷
Читать полностью…Dünyada bizden başka hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı siyasi ve toplumsal bir yükü hiç tereddüt etmeden sırtlandık. Allah’a hamdolsun, biz haklı çıktık.
Türk’ü Türk yapan, bizi biz yapan haslet işte budur.
Şundan her bir insanımız emin olsun…
Türkiye, Cumhuriyetin ikinci asrıyla birlikte önüne açılan yeni kapıları, yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir.
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’i ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duydum. 🇹🇷🇸🇴🇪🇹
Somali ve Etiyopya’nın ülkemize duyduğu güven neticesinde, yaklaşık 8 ay önce başlattığımız Ankara Süreci’nde bu akşam önemli bir aşamaya geldik.
Birtakım kırgınlıkları ve yanlış anlamaları beraberce aşmak suretiyle Somali ve Etiyopya arasında barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıcın ilk adımını atmış olduk.
Ülkelerin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğünün sağlanmasına yönelik ilkesel tutumumuzun bir sembolü olarak Afrika’nın bu güzide köşesinde barış ve istikrarın sağlanması, temel beklentimizdir.
Her iki ülkenin değerli katkılarıyla bugün mutabık kaldığımız ortak bildiri metnini ortaya çıkardık.
Bu ortak bildiri geçmişe değil geleceğe odaklanmakta, bizim için çok önem taşıyan bu iki dost ülkenin bundan sonra inşa edeceği ilkeleri kayda geçirmektedir.
Büyük özverilerle bu tarihî uzlaşıya vardıkları için değerli kardeşlerimi gönülden tebrik ediyor, kendilerine yapıcı tutumlarından dolayı teşekkür ediyorum.
Bu akşam mutabık kalınan ortak bildirinin, önümüzdeki dönemde karşılıklı saygı temelinde bölgede iş birliği, ekonomik kalkınma ve refah için sağlam temel oluşturacağına inanıyorum.
Bundan sonra atacağımız adımları birlikte kararlaştırıp bölge insanının huzur ve refahını artıracak projeleri beraberce hayata geçireceğiz.
14-28 Mayıs seçimlerinde Anadolu irfanının galip gelmesi, milletimizin tarihine yeni bir utanç lekesi bulaştırılmasının önüne geçmiştir.
Hepimizi derinden sarsan Sednaya Hapishanesi gibi ölüm merkezlerine baktığımızda nasıl bir felaketin eşiğinden dönüldüğü daha iyi anlaşılıyor.
Suriyeli muhacirleri ensar ruhuyla 13 yıl boyunca hamdolsun en güzel şekilde misafir ettik.
Elbette bu süreci zehirlemek isteyenler de oldu.
CHP’nin eski genel başkanı gibi Nazivari ırkçı nefret söylemleriyle milletimizi galeyana getirmeye çalışanlar çıktı.
Sırf seçimde üç beş oy daha fazla alabilmek uğruna ne bize ne milletimize ne de inancımıza yakışmayan yollara tevessül ettiler.
Birileri de buna sırf menfaatlerini koruma adına sessiz kaldı.
Peki sonuçta ne oldu?
Vicdan kazandı, insanlık kazandı, merhamet kazandı, dayanışma kazandı, yüce gönüllü olmak kazandı.
Muhacirleri bile bile ölüme göndermek isteyenler ise hem seçimlerde hem de insanlık sınavında kaybetti.
Türkiye’yi bugünkü seviyesine nasıl AK Parti olarak biz getirdiysek inşallah mevcut sorunların çözümünü de biz sağlayacak, ülkemizi mutlaka hedeflerine ulaştıracağız.
Читать полностью…Suriye hapishanelerinden yansıyan vahşet görüntüleri ve trajik insan hikâyeleri; Suriye halkının neden evlerini terk etmek zorunda kaldığını, Esed’in sözde af ilanlarına neden itibar etmediğini, ülkesine dönmekte neden istekli olmadığını ortaya koyuyor.
Читать полностью…