Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Birliğimizin, dirliğimizin, birlikte yaşama kültürümüzün sembolü Mersin… Teşekkürler Mersin! 🇹🇷
Читать полностью…Hasreti gönlümüzden hiçbir zaman gitmeyen, sevmelere bir ömrün yetmediği, civanmert insanların memleketi Adana… Teşekkürler Adana! 🇹🇷
Читать полностью…CHP’nin ayyuka çıkan yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük vakalarının üzerine gidildikçe, kabuğu kazındıkça utanç verici skandallar patlak veriyor.
Tam anlamıyla bir gayya kuyusu… Para kuleleri, şişirilmiş konser faturaları, ihale yolsuzlukları…
Dönüp aynaya bakmak yerine bir de etrafa suç atıyorlar. “Biz bilmiyoruz, sen nasıl biliyorsun” diyorlar.
CHP lideri Sayın Özel’e soruyorum:
Allah aşkına, sen neyi biliyorsun da bunları bileceksin?
Esed uçakla kaçarken “bir an önce Esed’le görüşülmeli” diyecek kadar hadiselere bigâne olan sen değil misin?
Milletin bildiğini bilmiyorsan, 85 milyonun takip ettiğini takip etmiyorsan bu kimin suçu?
Her açığa düştüğünüzde büyük büyük laflar ediyorsunuz ama sonra kuzu kuzu hizaya geliyorsunuz.
Sayın Özel…
Yargıyı, bizi, mahkemeleri suçlayacağına CHP’yi zehirli bir sarmaşık gibi saran bu soygun düzeniyle mücadele et!
Şayet harami arıyorsan etrafını çevreleyen haramilere bak!
Ya da bu işleri bırak; kart oynamaya, kartlarla oyalanmaya devam et.
Milletimin şunu çok iyi bilmesini istirham ediyorum:
Attığımız her adımda şehitlerimizin aziz hatıralarını, şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin hassasiyetlerini mutlaka gözetiyoruz.
Cumhur İttifakı’nın tek gayesi terörsüz Türkiye döneminin kapılarını aralamaktır.
Bunun dışında gizli-açık hiçbir hesabımız, pazarlığımız, niyetimiz yoktur.
Milletimizin ve sorumluluk duygusuyla hareket eden herkesin sunacağı katkıyla inşallah bu hedefimize vasıl olacağız.
Son dönemde artan yalan, çarpıtılmış, buram buram provokasyon tüten açıklamaların gayesi, mevcut iklimi dinamitlemektir.
Milletin sinir uçlarına dokunan güya haber, açıklama ve magazinel kulis bilgileriyle art niyetli ve alçakça bir oyun oynanmaktadır.
İstismar zeminini kaybedecek olanlar her türlü ahlaksızlığı sergiliyor.
Terör duvarının yıkılmasından rahatsız olanlar yalan ve korku yayarak çıkarlarını devam ettirmek istiyor.
Biz bu oyunu ve sahiplerini gayet iyi biliyoruz. Allah’ın izniyle bu tuzaklara düşmeyeceğiz.
Tavrımız gayet nettir:
Şayet örgüt silah bırakır, kadrolarını dağıtır, siyasi yapı da gerçek bir Türkiye partisi gibi davranmaya başlarsa bunun kazananı 85 milyonun tamamı olacaktır.
Fakat çağrıya kulak asmaz, bunca yıldır olduğu gibi emperyalistler adına tetikçilik yapmaya devam ederlerse kendileri bilir.
Bizim bölgedeki tüm terör yapıları gibi bölücü örgütü de son militanına kadar yok edecek gücümüz, imkânımız, kararlılığımız mevcuttur.
Muhalefetin aktörleri emperyalistlerin kirli oyunlarında figüran olmayı kendi milletlerinin serdengeçtiliğine tercih etmişlerdir, tarihin doğru tarafında yer alma cesaret ve erdemini gösterememişlerdir.
Читать полностью…Ecdadımızın taşı sanata dönüştürdüğü ilim şehri, kültür şehri, ticaretin ve tarımın merkezi Kayseri… Teşekkürler Kayseri! 🇹🇷
Читать полностью…CHP artık millete tepeden bakan elitist siyaset dilinden kurtulmalı, milletin aklını ve irfanını hafife almaktan vazgeçmelidir.
Читать полностью…Sayın Özel ve şürekâsına şunu açıkça söylemek durumundayım:
Günümüz Türkiye’sinde siz dâhil hiç kimsenin hukuku ve kanunları hiçe sayma, yok sayma, göz göre göre çiğneme hakkı yoktur.
Hoşunuza gitmese de hukuk işleyecek, siz de buna saygı göstereceksiniz.
Eğer siyasi hesaplaşma peşindeyseniz muhatabınız da yargı mensupları değil, siyasetçilerdir.
Kusura bakmayın.
Savcıları tehdit ederek…
Yargıya parmak sallayarak…
Mahkemelerin görevini yapmasını engelleyerek…
Bağırarak, çağırarak, nümayiş yaparak, yargı mensuplarını baskı altına alarak hiçbir netice elde edemezsiniz.
Dolayısıyla sağa sola sataşmaktan, sürekli ona buna saldırmaktan artık vazgeçin.
Biz işte buradayız, gelin millet önünde kara kaplı defterleri ortaya serelim.
Bakalım kimin yüzü kızaracak, kim yüzü ak olarak oradan çıkacak.
Sayın Özel başka yerlerde harami arayacağına kendisini fazla yormasın, yanında yöresindeki şahıslara baksın.
Dosyalardaki iddialara verecek cevapları olmadığı, yapılan hırsızlık ve arsızlıklar gün gibi aşikâr olduğu için sürekli topu taca atıyorlar.
Hâlbuki onlar da çok iyi biliyor ki daha turpların büyükleri heybede…
Telaşlarının, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir.
Korkarız birkaç yıla kadar bunların hiçbirinin sokağa çıkacak, insan içine karışacak, hatta milletin yüzüne bakacak hali kalmayacak.
Moğolistan Cumhurbaşkanı Sayın Khurelsukh Ukhnaa ve kıymetli heyetini Türkiye’de misafir etmekten memnuniyet duydum. 🇹🇷🇲🇳
Bugün değerli dostumla birlikte ilişkilerimizi daha ileriye taşıyacak kararlar aldık. Stratejik ortaklık tesisine yönelik ortak bildiriyi imzaladık.
Bu ortaklığın ülkelerimize, ata yurdumuz olan Orta Asya’ya ve dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Bugün ayrıca bakanlıklarımız ve kurumlarımız arasında eğitim, çevre, gençlik ve spor, enerji, ulaştırma gibi muhtelif alanlarda iş birliğimizi ileri noktalara taşıyacak belgeler imzalandı.
Moğolistan’ın açıkladığı mega projeleri de dikkate almak suretiyle inşaat, altyapı, ulaştırma, savunma sanayisi, madencilik, turizm, tarım, hayvancılık ve diğer sektörlere odaklanmayı hedefliyoruz.
İlk etaptaki hedefimiz olan 100 milyon dolar seviyesini geçen ticaretimizin gerçek potansiyelimizin çok gerisinde olduğunu düşünüyoruz.
Görüşmelerimizde ticaretimizi artırıcı tedbirler üzerinde durduk.
Münasebetlerimizin belki de en önemli boyutunu teşkil eden tarihî, beşerî ve kültürel ilişkilerimizi derinleştirme kararlılığımızı teyit ettik.
Tarihimizin en önemli eserlerinden Orhun Kitabeleri’ni muhafaza altına aldığımız Orhun Müzesi’ni 2008 yılında hizmete sunmuştuk.
Bu defa Bilge Tonyukuk Yazıtları’nın korunması için TİKA’nın iş birliğiyle yürütülen müze inşaatını bu yıl içerisinde tamamlamayı amaçlıyoruz.
Moğolistan’dan ülkemize devlet başkanı düzeyinde yaklaşık 21 yıl aradan sonra gerçekleşen bu ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Biz Suriye’deki her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin de tüm meselelerinin çözümünün takipçisiyiz, destekçisiyiz; Kürtlerin güvenliğinin teminatıyız.
Şayet Suriye’de ve bölgede DEAŞ tehdidinden gerçekten korkuluyorsa bu meseleyi çözme kudretine sahip en büyük güç Türkiye’dir.
Herkes bölgeden elini çeksin, biz Suriyeli kardeşlerimizle beraber DEAŞ’ın da YPG’nin de diğer terör örgütlerinin de kafasını kısa sürede ezeriz.
Suni etnik gerilim senaryosuyla ülkeyi bölmeye çalışanların, söylemlerini ve kimlerin hesabına çalıştıklarını gözden geçirme vakti gelmiştir.
Çünkü hâlihazırda Suriye’deki en ciddi sıkıntı, ülke topraklarının neredeyse üçte birini hâlen işgal altında tutan YPG terör örgütüdür.
Suriye’nin doğal kaynaklarını da gasbeden YPG terör örgütü, şayet kendini feshedip silah bırakmazsa yaklaşan acı akıbetten kurtulamayacaktır.
Gün kardeşlik günüdür, huzurun kapısını ardına kadar açma günüdür.
Gün tüm coğrafyamızda barışı, istikrarı, güvenliği egemen kılma günüdür.
Türkiye’de faaliyet gösteren 168 siyasi parti arasında AK Parti’miz, 11 milyon 135 bin 306 üye sayısıyla zirvedeki yerini koruyor.
Bizden sonra ikinci sırada yer alan ana muhalefet partisine attığımız fark 9,5 milyon üyedir.
AK Parti Gençlik Kolları’nın 1 milyon civarındaki üye sayısı da birçok siyasi partinin toplam üye sayısından dahi fazladır.
Birleşmiş Milletlere kayıtlı 109 ülkenin ve Avrupa’daki 35 ülkenin nüfusundan daha çok mensubu olan devasa bir aileden bahsediyoruz.
AK Parti olarak üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük ailesiyiz derken hamaset yapmıyor, işte bu gerçekleri dillendiriyoruz.
Böyle bir ailenin ferdi, böyle bir hareketin neferi, böyle bir siyasi partinin lideri olmakla iftihar ediyorum, Rabb’ime sonsuz hamdediyorum.
Bir kez daha AK Parti’ye gönül veren, bu kutlu davaya destek olan 11 milyon 135 bin 306 üyemizin her birine tek tek teşekkür ediyorum.
Kıbrıs Türkü’nün hakkını korumak için birlikte mücadele verdiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı, Kıbrıs davasının önderi Rauf Denktaş’ı ahirete irtihalinin yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum.
Читать полностью…Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bilinçli, kasıtlı ve ısrarlı bir şekilde servis edilen içerikler, başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere LGBT ve diğer gayrifıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor.
LGBT’nin koçbaşı olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir.
İlk etapta kişisel tercih denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomali, günümüzde faşizan bir dayatmaya dönüşmüştür.
Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir.
Günden güne kesifleşen bu iklime Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz.
Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız.
Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz.
Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir. Bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.
Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü bir zemine taşımak en büyük önceliklerimizdendir.
Bu kapsamda 25 Aralık’ta iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulunu ihdas ettik.
Kurul hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi.
Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek.
Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmî, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek.
Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.
Türkiye olarak nasıl 467 gün boyunca Gazzeli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız ve sahipsiz bırakmadıysak inşallah ateşkes döneminde de Gazze’nin kanayan yaralarını sarmak için tüm imkânlarımızı harekete geçireceğiz.
İsrail’in, özellikle de Netanyahu’nun ateşkes ihlallerinde sicilinin epey kabarık olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sefer buna izin verilmemelidir.
Herkes üzerine düşeni yapmalı, İsrail üzerinde sürekli baskı kurulmalıdır.
Biz hem Suriye ihtilafında hem Gazze krizinde mazlumdan, mağdurdan, adaletten yana tavır takındık.
Filistinli ve Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye için dua ettiği bir dönemde üç beş oy uğruna yalan söyleyen müfterileri unutmadık, unutmayacağız.
Filistin davası gibi millî bir meselede Türkiye düşmanlarının kuklası haline gelenleri unutmadık, unutmayacağız.
Şüphesiz tarih en büyük hakemdir.
Gelecekte her iki meselede de Türkiye’nin nasıl izzetli, vicdanlı, yürekli bir duruş sergilediği Allah’ın izniyle daha iyi anlaşılacaktır.
Muhalefetin bizi çekmeye çalıştığı tuzaklara düşmeyecek; iş üretmeye, hizmet üretmeye, gönül siyasetiyle gönüller kazanmaya bakacağız.
Eksiklerimizi tamamlayacak, güçlü yönlerimizi tahkim edecek, AK Parti’mizi daha da büyüteceğiz.
Bu akşam Kayseri’de sivil toplum kuruluşlarımızın değerli temsilcileriyle ve iş dünyamızın kıymetli mensuplarıyla bir araya geldik.
Bu güzel buluşmamızın hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Orta Doğu’ya bataklık diyen çapsızları mahcup edecek şekilde bölgemizi medeniyetin merkezi haline getirecek atılımların öncülüğünü biz yapıyoruz.
Bölgemizin tamamında huzurun, barışın ve kardeşliğin hâkim olması için mücadelemize hız vereceğiz.
Orta Doğu’nun doğal zenginlikleriyle kurdukları güvenlik ve refah düzeni sarsılanlara inat biz tüm insanlığı kucaklayarak medeniyetimizi yeniden yükselteceğiz.
İnşallah önümüzdeki dönem bu doğrultuda çok önemli gelişmeleri hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
Hem devlet organizasyonunun yeniden inşası hem ülkenin yeniden imarı konusunda Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız.
Ülkemizdeki Suriyeli muhacirlerden kendi evlerine gönüllü ve onurlu olarak dönmek isteyenlere de gerekli kolaylıkları göstereceğiz.
Muhalefetin ve insanlıktan nasibini almamış bazı ırkçı Vandalların ensar-muhacir kardeşliğine gölge düşürmesine asla izin vermeyeceğiz.
Ana muhalefet partisine şunu tavsiye ediyorum:
Bölgemizde bunca sorun varken, dünyada kritik gelişmeler yaşanırken, küresel siyasette kartlar yeniden karılırken, yani milletimizin geleceği belirlenirken artık komik bile olmayan projeleri bırakın, titreyin ve kendinize gelin.
Muhalefetin artık eğlence malzemesi haline gelen içler acısı durumunu inanıyorum ki milletimiz de takip ediyor.
Ne yöneticilerinde bir ciddiyet var ne de Türkiye’nin ana muhalefet partisi olmanın gerektirdiği olgunluk var.
Lakayıtlık, ciddiyetsizlik almış başını gidiyor.
Siyaset mi yapıyorlar, oyun mu oynuyorlar belli değil…
Hadi ülke ve bölgeye dair meselelerde fikriniz yok.
Bari komiklik yaparak milleti kendinize güldürmeyin.
Bari yüzünü ülkemize çevirmiş milyonlarca dostumuzun, kardeşimizin, soydaşımızın umutlarını kırmayın.
Bari gayriciddi söylemlerinizle Türk siyasetinin kalitesini düşürmeyin.
Bari ülkenin meselelerinin çözümüne katkı veremiyorsunuz, en azından iktidarımıza ve ittifakımıza gölge etmeyin.
Bugün Kayseri Havalimanı yeni terminal binası ve apron yapımı projesinin resmî açılışını gerçekleştirdik.
Yeni terminal binası ile Kayseri Havalimanı’nın yolcu kapasitesi yıllık 2,5 milyondan 6 milyona çıkmış oldu. Şehrimize hayırlı olsun.
Bugün resmî açılışını yaptığımız Konya Çevre Yolu’nun Afyonkarahisar-Aksaray aksı arasındaki 30 kilometrelik kesiminin şehrimiz ve bölgemiz için hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Читать полностью…Herkese kucak açan bir şefkat ve merhamet ocağı; gönüllerin, yolların buluştuğu, birleştiği bir başkent olan Konya… Teşekkürler Konya! 🇹🇷
Читать полностью…Filistin Direniş Hareketi HAMAS ile İsrail arasındaki ateşkes görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
Anlaşmanın, Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere bölgemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını, kalıcı barış ve istikrara kapı aralamasını temenni ediyoruz.
İsrail’in hukuk ve insanlık dışı saldırıları karşısında topraklarını ve özgürlüklerini cesaretle savunan Gazze’nin kahraman halkını ve yiğit evlatlarını hürmetle selamlıyoruz.
Türkiye olarak zulme ve zalime karşı mücadelelerinde Filistinli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık.
İnşallah bundan sonra da Gazze halkının yanında olacak, Gazze’nin yaralarını sarması ve yeniden ayağa kalkması için tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz.
Bu vesileyle Gazze’nin topraklarını mübarek kanlarıyla sulayan tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, ateşkes anlaşmasının hayırlı olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum.
“Amerika’nın, bölgesel aktörlerin, Avrupa’nın, Batı’nın Suriye’de ne işi var” demediler.
“Türkiye için tehdit unsuru olan bölücü terör örgütünün Suriye’de ne işi var” demediler.
Sadece Türkiye’yi eleştirdiler, sadece şahsımızı ve hükûmetimizi hedef tahtasına koydular.
Türkiye’nin, yanı başındaki bir ülkeye tamamen haklı ve meşru gerekçelerle, özellikle de insani sebeplerle müdahil olmasından daha tabii bir şey olamaz.
Suriye meselesinde Türkiye’nin hasımları, dışarıdan Türkiye’nin çabalarını eleştirdiler.
Bunların hangi niyetlerle hareket ettiklerini zaten çok iyi biliyorduk.
Bizim için asıl şaşırtıcı olan, içeriden bazılarının “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var” diyerek meselenin ciddiyetinden uzak bir şekilde bizi haksızca eleştirmeleriydi.
13 yıl boyunca bir kez olsun Türkiye’nin yanında; mazlumun, mağdurun, Suriyeli muhacirlerin tarafında yer almadılar.
Suriye’de 1 milyon insan hayatını kaybederken ses çıkarmadılar.
12 milyon insan ölüm, işkence, hapis, tecavüz korkusuyla evlerini, yurtlarını terk ederken seslerini çıkarmadılar.
Halep’te, Bayırbucak’ta, Hama’da, Humus’ta çocuklar kırılırken üzülerek söylüyorum, bize saldırdıkları kadar Esed zalimine ve Baas rejimine laf etmediler.
Ne zaman ki 8 Aralık’ta Suriye halkı epik bir zafer kazandı, işte o zaman bunların dillerinin bağı çözüldü.
Dün bizim değil, hükûmetin değil, Cumhur İttifakı’nın değil, Türkiye’nin karşısında konumlandılar.
Bugün de yine Türkiye’nin karşısındalar, ülkemizin hasımlarının yanındalar.
2008 krizinde herkes yandık bittik havasındayken biz “bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek” dedik ve hamdolsun haklı çıktık.
Sadece bununla da kalmadık, IMF’ye olan borcun ödenmesinden tek haneli enflasyon oranlarına kadar imkânsız görünen pek çok ekonomik başarıya imza attık.
2025 senesinde enflasyon hedeflerimizi tutturma konusunda umutluyuz.
Enflasyon düştükçe alım gücü de artacağı için milletimizin sıkıntıları biraz daha hafifleyecek.
Bunun için biraz daha sabredecek, kararlı duruşumuzu bozmayacak ve sonuçta 85 milyon hep beraber kazanacağız.
Milletim kalbini ferah tutsun…
Ne yapıyorsak akılla ve incelikli bir stratejiyle yapıyoruz.
Günü kurtarmak için değil, geleceğimizi güvenceye almak için çalışıyoruz.
Türkiye, emin ve ehil kadroların yönetiminde güven içindedir.
Türkiye, Cumhur İttifakı’nın mihmandarlığında menzile mutlaka varacaktır.
İktidar ve ittifak olarak art niyetin, kötümserliğin, kin ve husumetin bizi yolumuzdan alıkoymasına, inancımızı ve azmimizi sarsmasına izin vermeyeceğiz.
Birileri Esed’in ve Baas rejiminin katliamları karşısında 13 yıl boyunca duymadıkları endişeyi son 40 gündür duyuyorlar.
Neymiş? Suriye’de katliam varmış… İyi de daha düne kadar “Suriye’de ne işimiz var” diyen siz değil miydiniz?
Zalim defolup gidince mi aydınlandınız?
Hani Orta Doğu bataklıktı? Hani Suriye’nin iç işleriydi?
Baas yıkılınca mı aklınız başınıza geldi?
Soruyorum size…
Bebekler ölürken neredeydiniz? Kimyasal silah kullanılırken neredeydiniz?
Hapishanelerde işkenceler yapılırken neredeydiniz? Kadınlara kocalarının önünde tecavüz edilirken neredeydiniz?
Masum çocuklar kuşatma altında açlıktan kıvranırken neredeydiniz?
Suriye’nin şehirleri yağmalanırken, terör örgütleri Suriye’de cirit atarken, Suriye’den ülkemize roket yağarken Allah aşkına sizler neredeydiniz?
13 yıl boyunca tüm bunlar yaşanırken aklınıza gelmeyen vicdanı, merhameti şimdi azılı katillerden hesap sorulurken mi hatırladınız?
Biz sizin ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz, hem de çok iyi biliyoruz.
13 yıl neden sustuğunuzu, şimdi neden konuştuğunuzu çok iyi biliyoruz.
Ne yaparsanız yapın, Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz.
Ülkemiz içinde de o çok arzuladığınız kışkırtmayı yapamayacaksınız.
Türkiye-Suriye kardeşliğini, Türk-Kürt-Arap kardeşliğini bozamayacaksınız.
2007’de nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına en az üç çocuk çağrısı yapmıştık. Bu çağrımızdan dolayı ciddi baskı gördük, itibar suikastlarına uğradık.
Şimdi ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor.
Doğurganlık oranı ve nüfus artış hızımız maalesef alarm vermektedir.
2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür.
Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır.
Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir.
Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır.
Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazarçizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahale ile suçladı.
Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı.
Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır.
Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum.
Biz doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik; her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık, tekrarlıyoruz.
Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik.
İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz.
Anayasamızın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere “aile, toplumun temelidir”.
Bir başka ifadeyle aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir.
Aile bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir.
Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konuma sahip olduğunu görürüz.
Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil, aynı zamanda tarihî bir hakikattir.
Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir.
Peygamber Efendimiz “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.” buyuruyor.
Ancak son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor. Özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle eski köye yeni adetlerin geldiğini görüyoruz.