لَهُ الْحَمْدُ
Yani: Bütün mevcudatta sebeb-i medh ü sena olan kemalât onundur.
Öyle ise, hamd dahi ona aittir. Ezelden ebede kadar her kimden her kime karşı gelen ve gelecek medh ü sena ona aittir.
Çünki sebeb-i medih olan nimet ve ihsan ve kemal ve cemal ve medar-ı hamd olan herşey onundur, ona aittir.
Mektubat - 236
"Allahü Ekber"in bir vech-i manası: Cenab-ı Hakk'ın kudreti ve ilmi herşeyin fevkinde büyüktür, hiçbir şey daire-i ilminden çıkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz.
Asâ-yı Mûsa - 51
Ve korktuğumuz en büyük şeylerden daha büyüktür. Demek haşri getirmekten ve bizi ademden kurtarmaktan ve saadet-i ebediyeyi vermekten daha büyüktür.
Asâ-yı Mûsa - 51
Mülkü sahibine teslim et, ona bırak.. cefasını değil, safasını çek. O hem Hakîm'dir, hem Rahîm'dir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi
"Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler," de,
pencerelerden seyret, içlerine girme.
(Mektubat - Risale-i Nur)
"Hakikî hakaik-i eşya, esma-i İlahiyedir. Mahiyet-i eşya ise, o hakaikın gölgeleridir."
(Sözler, Risale-i Nur)
Seksen küsur sene bir ömr-ü manevîyi sizlere kazandıracak olan şuhur-u selâse-i mübarekeyi ve bilhâssa bu geceki Leyle-i Regaib'i tebrik ediyoruz.
Читать полностью…Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme. Mesnevî-i Nuriye
Читать полностью…@bediuzzaman Telegram Kanalı olarak Şuhur-u selasenizi tebrik ederiz.
Mübarek üç aylara girmiş bulunmaktayız buna binaen size çok kıymetli bir hediyye sunmak istiyoruz. "Meclisi Kuran" youtube kanalında kısa kısa Risale-i Nur Dersleri yapılmaktadır. Şuan için Twitter üzerinden devam eden canlı dersler Abone sayısı 1000 olunca youtube'dan devam edecektir. "Meclisi Kur'ân" youtube kanalını takip etmenizi @bediuzzaman Telegram kanalı olarak hassaten rica ediyoruz.
Twitter 👇
www.twitter.com/meclisikuran
Youtube 👇
https://youtube.com/channel/UC8vgZ8lyHeVuEn2ij-vlfyA
Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir Peygamber-i Âlîşan,
وَمَٓا اُبَرِّئُ نَفْس۪ى اِنَّ النَّفْسَ لَاَمَّارَةٌ بِالسُّٓوءِ اِلَّا مَا رَحِمَ رَبّ۪ى
dediği halde, nasıl nefse itimad edilebilir? Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiaze eder. İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstehak olur.
(Lem'alar - Risale-i Nur)
İsm-i Rahîm ve ism-i Hakîm mazhariyetine medâr bir vaziyet verilmiş. Bütün Sözler, o mazhariyetin cilveleridir.
*******
Mektubat
Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır. Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vakıalar olan şu hâdisat-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller.
(Sözler - Risale-i Nur)
Eğer istikamet, iffet, takva beraber olmazsa çok tehlikeleri var. Taşkınlıklarıyla, saadet-i ebediyesini ve hayat-ı uhreviyesini zedeler, belki hayat-ı dünyeviyesini de berbad eder. Belki bir iki sene gençlik zevkine bedel, ihtiyarlıkta çok seneler gam ve keder çeker.
(Lem'alar - Risale-i Nur)
Ey derd-i maişetle mübtela olan insan! Bil ki senin hanendeki bereket direği ve rahmet vesilesi ve musibet dafiası, hanendeki o istiskal ettiğin ihtiyar veya kör akrabandır. Sakın deme: "Maişetim dardır, idare edemiyorum." Çünki onların yüzünden gelen bereket olmasaydı, elbette senin dîk-ı maişetin daha ziyade olacaktı.
(Mektubat - Risale-i Nur)
Bu asır, o damar-ı insanîyi o derece şırınga etmiş ki; küçük bir ihtiyaç ve âdi bir zarar-ı dünyevî yüzünden elmas gibi umûr-u diniyeyi terkeder.
(Kastamonu Lâhikası - Risale-i Nur)
Hem insanın vücudu ve cesedi bile onun değildir. Çünki kendisinin eser-i san'atı değildir.
O vücudu yolda bulmuş, lakîta
olarak temellük de etmiş değildir.
Kıymeti olmayan şeylerden olduğu için yere atılmış da insan almış değildir.
Mesnevi-i Nuriye - 65
T.me/saidnursi
يُحْي۪ى
Yani: Hayat veren yalnız odur.
Öyle ise, her şey'in Hâlıkı dahi yalnız odur.
Çünki kâinatın ruhu, nuru, mayesi, esası, neticesi, hülâsası hayattır.
Hayatı veren kim ise, bütün kâinatın Hâlıkı da odur.
Hayatı veren elbette odur,
Hayy u Kayyum'dur.
Mektubat - 238
Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilen Leyle-i Beratınızı ruh u canımızla tebrik ederiz. Her biriniz, şirket-i maneviye sırrıyla ve tesanüd-ü manevî feyziyle kırk bin lisanla tesbih eden bazı melekler gibi; her bir hâlis, muhlis Nur şakirdlerini kırk bin dil ile istiğfar ve ibadet etmiş gibi rahmet-i İlahiyeden kanaat-ı tâmme ile ümid ediyoruz.[1]
*
Aziz, sıddık kardeşlerim, bu Medrese-i Yusufiye'de ders arkadaşlarım!
Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin proğramı nev’inden olması cihetiyle Leyle-i Kadr’in kudsiyetindedir. Her bir hasenenin Leyle-i Kadir'de otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta her bir amel-i sâlihin ve her bir harf-i Kur'an’ın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhûr-u selâsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyali-i meşhurede on binler, yirmi bin veya otuz binlere çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’an’la ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.[2]
Said Nursî
*
“Kur’an-ı Hakîm’in herbir harfinin bir sevabı var, bir hasenedir. Fazl-ı İlahîden o harflerin sevabı sünbüllenir, bazan on tane verir, bazan yetmiş, bazan yediyüz (Âyet-ül Kürsî harfleri gibi), bazan binbeşyüz (Sure-i İhlas’ın harfleri gibi), bazan onbin (Leyle-i Berat’ta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi) ve bazan otuz bin (meselâ haşhaş tohumunun kesreti misillü, Leyle-i Kadir’de okunan âyetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil işaretiyle, bir harfinin o gecede otuzbin sevabı olur anlaşılır. İşte Kur’an-ı Hakîm, tezauf-u sevabıyla beraber elbette müvazeneye gelmez ve gelemiyor.”[3]
***
“Bu şuhur-u selâse, seksen küsur sene bir ömrü kazandırıyor. Elbette sizler gibi mücahidler, onu kazanmağa çalışacaksınız. Cenab-ı Hak her bir gecesini sizin hakkınızda Leyle-i Mi'rac ve Leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir kadar kıymetdar eylesin, âmîn.”[4]
[1] Şualar, s. 505, 506.
[2] Şualar, s. 505.
[3] Sözler, 24. Söz, 3. Dal, 9. Asıl, s. 346
[4] Kastamonu Lahikası, s. 86.
"Kimin için Allah var, ona herşey var ve kimin için yoksa, herşey ona yoktur, hiçtir."
Asâ-yı Mûsa - 72
Demek iman, bir manevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise manevî bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor.
Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyette ve imandadır. Öyle ise, biz daima
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى دٖينِ اْلاِسْلَامِ وَ كَمَالِ اْلاٖيمَانِ
demeliyiz...
(Sözler - Risale-i Nur)
Bütün ruh u canımızla receb-i şerifinizi ve şuhur-u selâsenizi tebrik edip Cenab-ı Erhamü'r-Râhimîn'den niyaz ediyoruz ki hakkınızda ve hakkımızda seksen sene bir manevî ömr-ü bâki kazandırmaya bu üç mübarek ayı vesile eylesin, âmin.
Читать полностью… Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle!
Sözler
Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
(Mektubat 473.sh - Risale-i Nur)
Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ
kal'a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz.
(Mektubat - Risale-i Nur)
Allah bâkidir, âlemin bekası ancak onun bekasıyladır. Allah mâliktir, sendeki mülkünü senin için saklamak üzere alıyor. Allah ganiyy-i mugnidir, her şeyin anahtarı ondadır. Bir insan Allah'a hâlis bir abd olursa, Allah'ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur.
(Mesnevi-i Nuriye - Risale-i Nur)
Ey kanaatsız hırslı ve iktisadsız israflı ve haksız şekvalı gafil insan! Kat'iyyen bil ki: Kanaat, ticaretli bir şükrandır; hırs, hasaretli bir küfrandır.
Ve iktisad, nimete güzel ve menfaatli bir ihtiramdır. İsraf ise, nimete çirkin ve zararlı bir istihfaftır. Eğer aklın varsa, kanaata alış ve rızaya çalış.
(Mektubat - Risale-i Nur)
Her bir hâsse için bir ibadet vardır.
Onun hilafında kullanılması dalalettir.
Meselâ, baş ile yapılan secde Allah için olursa ibadettir, gayrısı için dalalettir.
Mesnevi-i Nuriye - 196
Kâinat bir şeceredir.
Anasır onun dallarıdır.
Nebatat yapraklarıdır.
Hayvanat onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleridir.
Bu semerelerden en ziyadar, nurlu, ahsen, ekrem, eşref, eltaf Seyyid-ül Enbiya Ve-l Mürselîn, İmam-ül Müttakin,
Habib-i Rabb-ül Âlemîn Hazret-i Muhammed'dir.
Mesnevi-i Nuriye - 201
İ'lem Eyyühel-Aziz!
İnsandaki kusur sonsuz olduğu gibi, acz, fakr ve ihtiyacına da nihayet yoktur. İnsana tevdi edilen açlık ile nimetlerin lezzetleri tebarüz ettiği gibi;
*insandaki kusur, kemalât-ı Sübhaniye derecelerine bir mirsaddır.
*İnsandaki fakr, gına-i rahmetin derecelerine bir mikyastır. İnsandaki acz, kudret ve kibriyasına bir mizandır.
*İnsandaki tenevvü-ü hâcat, enva'-ı niam ve ihsanatına bir merdivendir.
Öyle ise fıtratından gaye ubudiyettir. Ubudiyet ise, dergâh-ı izzetine kusurlarını "Estağfirullah" ve "Sübhanallah" ile ilân etmektir.
Mesnevi-i Nuriye - 222
T.me/saidnursi