Ne zamanki muhtaç olduğumuz halde bizden daha muhtaç olanları düşünüp halimize şükredersek Ensar ve muhacir gibi kendimizden önce kardeşimizi düşünürsek ozaman ALLAH a.c müslümanlara izzet şeref ve fetihler nasip edecektir. Biiznillahiteala
Читать полностью…╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Gün içerisinde kaç defa ölümü düşünüyoruz, hatırlıyoruz ve en önemlisi de hatırlatıyoruz Bir mümin kardeşimize Dünya öyle birşey ki zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyoruz Hele bir de o zamanın içinde bize Allah'ı hatırlatan birşey olmadıysa vay halimize Her gün gün doğmadan önce bugün Allah için ne yapacağım ve gün batınca bugün Allah için ne yaptım sorularını sormalıyız gönlümüz rahat bir şekilde yastığa koyduysak başımızı amenna ama ya gönlümüz rahat değilse Şöyle düşünelim Tevbe bekleyen birçok günahımız var hala nefes aldığımıza göre fırsat da var bakalım ne diyor Furkan suresinde Bismillahirrahmanirrahim Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. - Furkân 70. Ayet Gördük mü" ALLAH ÇOK BAĞIŞLAYANDIR" Elhamdülillah Sakın şeytanın bizi günahlarımız ve Allah'ın merhameti ile kandırmasına izin vermeyelim
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Hocam, beni üç harfliler çarpmış.
(Halk arasında cin demek sakıncalı, onun için üç harfliler diyorlar. Üç harfliler deyince onlardan bahsettiğini anlamıyorlarmış. Tabi ki bunun aslı astarı yok.)
Nereden biliyorsun?
İçim daralıyor, canım sıkılıyor, kazandığımın tadı yok! Evde huzur yok! Bunalımdayım...
Namaz kılıyor musun?
Cumadan cumaya
Kur'an okuyor musun?
Okumayı bilmiyorum.
Müzik dinliyor musun?
Evet.
Şuna şuna dikkat ediyor musun?
Bazen.
Gusül alıyor musun?
Bazen.
Camiye gidiyor musun?
Yok.
...
Arkadaş, seni cin çarpmamış. Seni sen çarpmış.
Yüce Rabbimiz diyor ki: "Her kim benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz." (Taha Sûresi, 124)
Allah'ın emirlerinden uzaklaştıkça yediğin ekmeğin tadı kalmıyor. Sevdiğin eşinin ve çocuklarının tadı kalmıyor. Severek yaptığın işin tadı tuzu yok. Para sende durmak istemiyor. Gözün, her gördüğünü almak istiyor. Nefsin doymuyor. Canımın sıkıntısını giderir diye aldığın şeyler, canının sıkıntısını gidermiyor...
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Humeydi, Usulu’s-Sunne’de şöyle demiştir:
وأن لا نقول كما قالت الخوارج: ((من أصاب كبيرةً فقد كفر)). ولا تكفير بشيء من الذُّنوب ، إنَّما الكفر في ترك الخمس التي قال رسول الله r : (بُنِيَ الإسلام على خمس: شهادة أن لا إله إلاَّ الله، وأنَّ محمَّداً رسول الله، وإقام الصَّلاة، وإيتاء الزكاة، وصوم رمضان، وحجُّ البيت
“Haricilerin dediği gibi büyük günah işleyenin kafir olduğunu söylemeyiz. Günahlardan bir şey sebebiyle tekfir yoktur. Ancak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu hadisinde söylediği beş şeyin terki küfürdür:
“İslam beş şey üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ibadete layık hak ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın rasulü olduğuna şahitlik etmek, namazı kılmak, zekatı vermek, ramazan orucunu tutmak, beyti hacc etmek."
Hallal, es-Sunne (3/586-587) Lalekai İtikad (5/887); Usulu's-Sunne (s.43) Hadisi; Buhârî ve Muslim iman bab
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Hz. Ömer, kızı Hafsa’nın dul kaldığı zamandan bahisle dedi ki:
– Osman İbni Affân ile karşılaştım ve ona Hafsa’dan söz ederek “İstersen sana Hafsa’yı nikâhlayayım” dedim. Osman:
– Hele bir düşüneyim, cevabını verdi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra karşılaştığımızda, “Şimdilik evlenemeyeceğim” dedi. Sonra Ebû Bekir’e rastladım. Ona da:
– İstersen sana kızım Hafsa’yı nikahlayayım, dedim. O ise sustu; ağzını açıp da bir söz söylemedi. Bu sebeple ona Osman’a gücendiğimden daha fazla kızdım.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra Hafsa’ya Nebiyy–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem talip oldu. Ben de kızımı ona nikâhladım. O sıralarda Ebû Bekir’le karşılaştığımızda bana:
– Hafsa’yla evlenmemi istediğin, benim de sana cevap vermediğim zaman herhalde bana gücenmişsindir, dedi. Ben:
– Evet, diye cevap verdim. Ebû Bekir şunları söyledi:
– Bana bu konuyu açtığında sana bir cevap vermeyişimin sebebi, Hz. Peygamber’in Hafsa ile evlenmekten söz etmesidir. Elbette Resûlullah’ın sırrını ifşâ edemezdim. Şayet Nebiyy–i Muhterem Hafsa ile evlenmekten vazgeçseydi, elbette onunla evlenirdim.[3]
Buhârî, Nikâh 33, 36, 46, Megâzî 12. Ayrıca bk. Nesâî, Nikâh 30
( Riyazus Salihin)
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
"Ümmü Seleme radıyAllahu Anha dedi ki;
"Ahzab suresi 59. ayetinin nüzulünden sonra Ensar kadınları siyah çarşaflarına büründüler. Sanki hepsinin başlarında birer karga vardı."
📚 [Ebu Davud 4101-4; Beyhaki 2/234]
Aişe radıyAllahu Anha'dan gelen rivayette;
"Allah ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. Hicab emri gelince elbiselerinin bir parçası ile yüzlerini örttüler."
📚 [İbnu Katan, Kitabun Nazar s.173; Buhari 6/13; Fethul Bari 8/489; Ebu Davud 4102]
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
https://s54vla.storage.yandex.net/rdisk/8ac2904182249b92b2b1da5580f21965663e7f96114974a2c41adf71258c8590/621211eb/9z3w0ymqlFIdhPVBxd1qFeKcpHMFecPMeLkjoQbyQ_31N-uUPVboQni2FkXXB2E_S_wjVW2B0_EnqmOyCj13hw==?uid=0&filename=tevhidrisalesi%202.pdf&disposition=attachment&hash=tsqlm3nzWaRzolur8EdVWy0aX3eQ5S/TB85WXbxltk2wLQZ7ziGfBWlx5lth9WPfq/J6bpmRyOJonT3VoXnDag%3D%3D&limit=0&content_type=application%2Fpdf&owner_uid=1134823981&fsize=1498971&hid=24cb7c4801bfec639940b19d224bfa1e&media_type=document&tknv=v2&rtoken=NPkRHrTeqf1D&force_default=no&ycrid=na-42c410577f6035f482603ac9651c802a-downloader24h&ts=5d87039e810c0&s=a0fb773550cab47517ec8bd1943686de1b2104c55000953d01c7bb5dc7b0b09e&pb=U2FsdGVkX1-E5TFeNiEupcZDn0Ka4BJsM1OzT5Zqx4Y5MRu9Ocd7gY_Lcm9O7KShm9JeOZmdotquU9I5kLKFa3T8FXZzMjKWjo7adBMUT4A
Tevhid Risaleleri 2 Okuyun İnşallah 🤲
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Tevhid Risaleleri 1 Mutlaka okuyun inşallah
http://www.almuwahhid.com/dosyalar/risale/Tevhidrisalesi.pdf
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
📬“O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah’ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.”
__
📖Nisa Sûresi 103. Âyet
⚔️En zor şartlarda, savaş anında bile namazın tümden terkine izin vermeyen Rabbimiz, kısaltmaya ruhsat tanımaktadır. Mü’min olduğu iddiasında olan bir kimsenin, temel bir ibadeti yapıp yapmaması onun vicdani sorumluluğuna terkedilemeyecek kadar ciddi bir konudur.
⚖️Anlaşılacağı gibi emir ve yasak, bir şeyin nasıl yapılması gerektiğini belirleyen bir normdur. Normlara uymayanlara yaptırım uygulamak da yerine göre siyasal otoritenin, yerine göre toplumsal otoritenin kontrolündedir.
🥵Özetle zorlama; bir işte kişiyi tercihte bulunmaya icbar etmek (zorlamak), kötü bir fiil işlemeye zorlamak anlamındadır.
⚠️Ancak bir kimsenin “üstlendiği bir taahhüdü” yerine getirmesini istemek, “zorlamak” değildir.
💸Mesela, borç akdini yerine getirmeyene uygulanan yaptırım meşrudur. Bu, bazen sosyal kontrol mekanizmaları aracılığı ile olurken, bazen de hukuki denetimlerle olur. Fakat birisini borçlanmaya ya da borçlu olmadığı halde borçluymuş gibi ödeme yapmaya zorlamak olmaz.
📬“Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne isyan ederse açık bir sapıklık etmiş olur.” Allah, daha iyi bilir."
__
📖Ahzab Sûresi 36 . Âyet
🤲🏻Selâm, hidayete tâbi olanların üzerine olsun...
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
18. Tavsiye
Ebu’d-Derda (r.a) şöyle dedi:
Rasulullah (s.a.v) bana Yedi Tavsiyede bulundu.
“Parça parça doğransan veya ateşte pişirilsen
bile, Allah’a hiç bir şeyi ortak etme. Kasden (özür
olmaksızın) farz namazlarını asla terk etme; onu
kasden terk edenden Allah’ın himayesi kalkmış
olur. Asla şarap içme; çünkü o, her kötülüğün
anahtarıdır. Ana-babana itaat et yerinden
çıkmanı emrederlerse (çıkmana izin verirlerse),
onların rızasını kazanmak için çık. Kendini haklı
zannetsen bile, başındaki idarecilerle çekişme
(onlara, Müslüman oldukları sürece karşı çıkma),
Arkadaşların kaçsa ve helak dahi olacak olsan, sen
muharebeden kaçma, Zenginliğinden ailene yedir
ve harca, Ailene kırbacını kaldırma; onları Aziz ve
Celîl olan Allah hakkı için korkut.”
(Eledeb El mufred den Taberani ve
Buhari Rivayet etmiştir)
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
قَالَ اَللّٰهُ تَعَالَى:
قُلْ يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا اِلٰى كَلِمَةٍ سَوَٓاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ اَلَّا نَعْبُدَ اِلَّا اللّٰهَ وَلَا نُشْرِكَ بِه۪ شَيْـًٔا وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُولُوا اشْهَدُوا بِاَنَّا مُسْلِمُونَ
De ki: “Ey Ehl-i Kitap! Gelin sizinle bizim aramızda ortak bir kelimede buluşalım: Yalnızca Allah’a ibadet edelim, hiçbir şeyi O’na ortak koşmayalım, (Allah’ı bırakıp da) birbirimizi Allah’ın dışında Rabler edinmeyelim.” Şayet yüz çevirirlerse deyin ki: “Şahit olun ki biz Müslimlerdeniz/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardanız.”
(Ehl-i Kitab’ın davet edildiği ortak kelime, Kelime-i Tevhid’dir. Âdem’den (as) Muhammed’e (ﷺ) kadar tüm resûller insanları Lailaheillallah’a davet etmişlerdir. (Bk. 21/Enbiyâ, 25)
Ayet, tüm peygamberlerin dini olan İslam’ın hangi asıllar üzerine inşa edildiğini anlatan en kapsamlı ayettir:
1. Asıl: Yalnızca Allah’a (ﷻ) ibadet etmek: Dua, adak, kurban, namaz, tevekkül, korku, sevgi, ümit gibi zahirî ve bâtıni tüm ibadetlerin yalnızca Allah’a (ﷻ) yapılmasıdır. (Bk. 6/En’âm, 162-163)
2. Asıl: Hiçbir şeyi O’na ortak koşmamak: Bu ifade birinci aslı pekiştirmek ve hiçbir kapalılığa yer bırakmamak içindir. Allah’a (ﷻ) ait herhangi bir sıfatı Allah’ın (ﷻ) dışındaki varlıklara vermemek, Allah’a (ﷻ) yapılması gereken herhangi bir ibadeti O’nun dışındaki varlıklara yapmamaktır. Kur’ân’da zikredilmiş bazı şirk çeşitleri şunlardır: Allah’tan (ﷻ) başkasına dua etmek (13/Ra'd, 13-14; 46/Ahkâf, 5-6);
Allah’tan (ﷻ) başkasının kanun yapabileceğine inanmak veya bu yetkiyi bir başkasına vermek (9/Tevbe, 31; 12/Yûsuf, 40; 18/Kehf, 26; 42/Şûrâ, 21); bazı varlıkları Allah’ı (ﷻ) sever gibi sevmek (2/Bakara, 165).
3. Asıl: Allah’ı (ﷻ) bırakıp da başkalarını rab edinmemek: Rab; terbiye eden, düzen veren, idare edendir. Yani, insanların hayatına nizam ve düzen veren, koyduğu yasalarla/şeriatla toplumları yöneten mercidir. Yahudi ve Hristiyanlar din adamları konusunda haddi aşıp, onların helal ve haram belirlemesine müsaade edince, Allah (ﷻ) Tevbe Suresi 31. ayeti indirdi. Bu yetkiyi onlara vermekle âlimlerini rab edindiklerini belirtti. (Tirmizi, 3095; İbni Ebi Hatim, 10057-10058)
Bu yetkiyi âlime, parlamentoya, devlet başkanına veren, onu rab edinmiş olur.
4. Asıl: Yüz çevirenlere “Şahit olun ki biz Müslimleriz.” demek: Allah (ﷻ) tarafından belirlenen bu ilkelerden birini ya da tamamını kabul etmeyenlere ve bunlara muhalefet edenlere karşı İslam kimliğini ortaya koymak, yüz çevirenlerin ise Müslim olmayan kâfirler olduğuna inanmak.)
(Âl-i İmran,64) 📖
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
15. Tavsiye
Ebu Zer’den şöyle dediği rivayet edildi: dedim ki:
Ya Rasulullah bana tavsiye et, Buyurdu ki;
“Bir kötülük yaptığın zaman, peşinden iyilik yap ki
yaptığın Kötülüğün imha olsun, buyurdu. Dedim ki
Ya Resullah! (En güvenli Hasene iyilik) LA İLAHE
İLLALLAH (Hasenelerden mi)? (ve) buyurdu evet
(o zaten) en güzel Hasenedir İyiliktir”.
(Ahmet Rivayet etmiştir)
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
13. Tavsiye
Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor:
“Bir adam Hz. Peygamber (a.s.v.)’e “Ey Allahın Rasulu,
ben sefere çıkmak istiyorum bana Tavsiyede bulun!
Diye talepte bulundu Efendimiz:
“Sana Allahtan Korkmanı ve (yol boyu aştığın) her
tepenin başında Tekbir (Allahu Ekber) getirmeni
tavsiye ediyorum!” buyurdu. Adam gittiği ve
uzaklaştığı sırada şu duada bulundu: “Allahım! Ona
uzaklığı Dür, Yolculuğu kolay kıl”
(Hasen Dayanakla Tirmizi Rivayet etmiştir)
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
Soru: Allah’ın Kuran'da, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler için kafirler zalimler ve fasıklar demesi hakkında özet olarak ne dersiniz?
Cevap: Allah'ın hükmü ile alakalı meselede (kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin, zalimlerin, fasıkların ta kendileridir.) seleften bazıları bu ayetteki hükmü Yahudi ve hıristiyanlara yönelik yorumlamıştır. Seleften bazılarıda Yahudi ve hristiyanlarla beraber onların yaptığını yapan Müslümanların da dahil olduğunu söylemişlerdir.
Bu görüş seleften İbni cerir et-Taberi den rivayetle amr b. Serahil eş-Şa'bi'den ve başkalarından gelmiştir. Seleften bazıları buradaki hükümden kastın, Allah'ın şeriatıyla hükmedip onu tatbik etmeyi ihmal eden kişi için olduğunu söylemiştir. Eğer insanlara Allah'ın hükmünü ve ona uymak gerektiğini bildirirse Lakin terkederse buradaki Terki, tatbiki terk etmesidir, Bu seleften bazılarından gelmiştir. Teberi'den rivayetle Abdullah b. Abbas'tan, katadw'den ve Mücahit İbn cebr'den burada Murat edilenin küfrün dışında bir küfür olduğunu gelmiştir. Ve Abdullah b. Abbas'tan "Buradaki küfür sizin düşündüğünüz küfür değildir." rivayet edilmiştir. Burada iki durum var
1-teşri'{ Yasama, kanun koyma} bu büyük küfürdür.
2- kanunu uygulamada ve cüzi konularda eksiklik olması. bu Az önce zikrettiklerimize dahildir.
✏️ Şeyh Abdulaziz Et-Tureyfi
Devamı 👇
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Ne çok derdimiz var !
O ﷺ henüz doğmadan babası vefat etti. Daha küçük bir çocukken 5-6 yaşlarında annesiz kaldı.
Ebvâ'daki ayrılığı hiç düşündük mü, ya da haberimiz var mı?
Kendisine sahip çıkan dedesi de vefat edince amcasının yanında hayatını sürdürdü. Koruyup kollayan amcası da, uğruna bütün servetini harcayan ilk gözağrısı eşi Hatîce de vefat etti.
Oğlu Kâsım iki yaşında, oğlu İbrahim 17-18 aylıkken, hicretin 8. senesinde kızı Zeynep, Bedir savaşının hemen ardından kızı Rukiyye, hicretin 9. senesinde kızı Ümmü Gülsüm vefat ettiler. Oğlu Abdullah ise sadece 3 ay yaşadı.
Bütün bunlar çok mu kolay?
Hak uğrunda mücadele etti herşeye rağmen, açlıktan karnına taşlar bağladı, bizzat elinde kılıçla savaşlara katıldı yaralandı, taşlandı, yoluna dikenler serildi, sırtına deve işkembesi koyuldu, en sevdiklerini kaybetti.
Maddi beklentiler ve hedefler uğrunda değil, emredildiği gibi dosdoğru olmak uğrunda her zorluğa katlandı.
Ya ben?
Dert ettiğim, küstüğüm, yorulduğum, beklediğim, hayal ettiğim, biriktirdiğim, üzüldüğüm, kapris yaptığım, beğenmediğim, inat ettiğim, kırıp döktüğüm ne varsa, sanki şeytanın verdiği ümitlerle yoğurulmuş gibi...
Efendim'in başına gelenlerin kaçı başımıza geldi de bu kadar bezgin bir ruh halinin esiriyiz. "E kardeşim O peygamberdi, biz nasıl Onun gibi olalım?" cümlelerini duyar gibiyim.
Vallahi o da etten kemikten bir insandı, teninden akan kan gerçekti, gözünden akan yaşlar da, çocuk sahibi olması da, onları kaybetmesi de, evlenmesi de hepsi sen-ben kadar gerçekti.
O'nun her adımını düşlemeye çok
muhtacız. Kendi çıkıntılarımızı törpülemeye çok muhtacız. Bu dünyada sönüp gidecek emellere hayallere bir ömür harcamaktan vazgeçmeye daha çok muhtacız...
Peki ya kızı Fâtıma, Babası göçünce bu alemden, 6 ay dayanabildi ayrılığına. Of!
Ne çok derdimiz var değil mi!
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l–Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:
– Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan hiçbir şey kurtaramaz, dediler.
İçlerinden biri söze başlayarak:
– Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.
Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.
Bir diğeri söze başladı:
– Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.
Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.
Üçüncü adam da:
– Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana:
– Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:
– Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:
– Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.
Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.[28]
*Anaya babaya saygı ve hürmet, nefsin bilhassa şehevî hislerine sadece Allah korkusundan dolayı hakim olabilmek ve kul hakkına hürmet etmenin değerli amellerden olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Müslüman daraldığı zaman böyle samimi davranışlarını dua vesilesi yapabileceğini de bu hadis bize öğretmiş oluyor. Bu konuyu daha iyi anlamak için Bakara: 2/25, 82, 277; Âl i İmrân: 3/57; Nisâ: 4/57, 122; Mâide: 5/9; A’râf: 7/42; Yûnus: 10/9, 26; Hûd: 11/11, 23; Nâziât: 79/40, 41 ayetlerine bakılabilir.[29]
[28]Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l–müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100.
[29]Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 6.
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Rabbimizi Nasıl Bilmeliyiz?
Abdullah b. Mubarek'e soruldu:Rabbimizi nasıl bilmeliyiz?
Dedi ki:Yedinci semânın üzerinde, Arşı üstündedir. Biz Cehmiyyeler gibi:"Allah işte burada yerdedir" demeyiz.
📚 [Abdullah bin Ahmed bin Hanbel es Sunne; 111 syf]
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Sahih bir rivayete göre Temim kabilesinden üzerlerinde ten gösteren ince elbise bulunan bir kadın cemaati Aişe radıyAllahu Anha'nın yanına gelmişler, Aişe radıyAllahu Anha onlara demiş ki;
"Eğer siz Allah'a iman edenlerden iseniz ince elbise mümin hanımlara asla yakışmaz"
📚 [Kurtubi 14/244]
Başka bir haberde çok süslü ve renkli bir başörtüsü giyen kadına; "Herhalde sen hicab ayetlerine iman etmeyenlerdensin. Zira iman eden asla böyle giyinmez" buyurur.
📚 [Kurtubi 14/244 ]
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
✧✦ Hureym b. Fâtik el-Esedi رضي الله عنه'ın bildirdiğine göre
Resûlullah ﷺ şöyle buyurmaktadır:
"İnsanlar dört sınıftır.
Ameller ise altı çeşittir:Amellerin ikisi, gerektiricidir. Amel vardır, ancak kendi değerince muamele görür. İyilik vardır, on katıyla sevap görür. İyilik vardır, yedi yüz katı sevap görür. Bazı insanlara dünyada ve âhirette bolluk verilmiştir.
Bazı insanlara dünyada bolluk, âhirette ise darlık verilmiştir. Bazı insanlara ise dünyada darlık ve âhirette ise bolluk verilmiştir. Bazı insanlara ise dünyada ve âhirette darlık verilmiştir. Bazısı dünyada bahtsızdır ve bazısı da âhirette bahtsızdır.
(Cennete ve Cehenneme girmeyi) gerektirici olan iki amel şudur: Kim "La ilahe illallah" derse -veya Allah'a inandığını söylerse- cennete girer. Kim de Allah'a şirk koşarak ölürse cehenneme girer.
Kim iyilik yapmaya yönelip onu işlerse ona on katı sevap yazılır. Kim de iyilik işlemeye yönelip de onu işlemezse ona bir iyilik sevabı yazılır. Kim bir kötülük işlemeye yönelir de onu işlemezse ona bir iyilik sevabı yazılır. Kim de bir kötülük işlemeye yönelip de onu işlerse ona kat kat olmaksızın sadece bir kötülük sevabı yazılır. Kim Allah yolunda faziletli bir harcamada bulunursa (bu uğurdaki her iyilik) yedi yüz katıyla karşılık görür."
✦✧ Sahihtir, İhsan (6138), Hakim Müstedrek (2/82) Ahmed, Missed (4/345, 346, 321) Ebû Nuaym, Hilye (9/34-5)
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
❇️KUR'AN-I KERİM AYETİ...
⬅️أعوذ بالله من الشيطان الرجيم, بسم الله الرحمن الرحيم.
📬7- Musa'nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik).
📬8- Nihayet Firavun'un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.
📬9- Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
📬10- Musa'nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer müminlerden önce ona süt analarını haram etmiştik. (Kız kardeşi:) "Ben, sizin adınıza onun bakımını üstlenecek ve ona öğüt verecek (veya eğitecek) bir aileyi size bildireyim mi?" dedi.
📬 11- Mûsâ’nın ablasına, “Onu izle” dedi. O da ötekiler farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.
📬 12- Biz önceden onun, başka sütanneleri kabul etmesini engellemiştik. Bunun üzerine ablası, “Sizin adınıza onun bakımını üstlenecek, üzerine titreyecek bir aile bulayım mı?” dedi.
📬13- Böylelikle, gözünün aydın olması, üzülmemesi ve gerçekten Allah'ın va'dinin hak olduğunu bilmesi için, onu annesine geri vermiş olduk. Ancak onların çoğu bilmezler.
📬14- O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz."
___
📖28 / Kasas Sûresi 7-14. Âyetler
•~━━━━➳༻✿༺➳━━━━~•
✴️HADİS-İ ŞERİF...
👉🏻Allah Rasulü ﷺ sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
🗣️""Yakında Hadramut'tan veya Hadramut denizinden bir ateş çıkacak ve kıyametten evvel insanları toplayacak.
➡️Dediler ki:
❓"Ya Rasûlallah, bize ne emredersin?"
👉🏻Buyurdu ki:
🗣️"Siz Şam'a gitmeye bakın!"
-----------------------------
💭İbn-i Ömer RA.
•~━━━━➳༻✿༺➳━━━━~•
✳️DUA...
🤲🏻"Rabbim, beni affet, tevbemi kabul et,
muhakkak tevbeleri kabul eden, merhameti
bol olan Sen’sin."
--------------------------------------
📚Ebu Davud Salat- 1516.
🤲🏻Allahumme Âmin...
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
❇️Allah, subhanehu ve teâlâ buyuruyor ki:
📬“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah’a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.”
___
📖Bakara Sûresi 256. Âyet
❌“İslam’da zorlama yoktur” şeklinde bir ifade yoktur. “Dinde zorlama yoktur” şeklinde bir ifade var. Bunu iyianlamak lazım. Dinde zorlama yoktur…
➡️Yani kimseye “müslüman ol”, “İslam dinine gir” baskısı, zorlaması yoktur. Fakat müslümanlığı kabul edenler, iman edenler doğal olarak müslümanlığın şartlarını yerine
getirmek ile mükelleftirler.
🌙Müslüman olmayı kabul etmek, Allah Teala ile anlaşma yapmaktır. Bir insan bu anlaşma ile Rabbimizin iradesine teslim olmayı, daha açık ifade etmek gerekirse emirlerini yerine getirip sakındırdıklarından da sakınmayı taahhüt etmiş demektir.
📜Dolayısıyla sözleşme gereği kabul ettiği yükümlülüklerini yerine getirmesini istemek, asla “zorlama” değildir, denetim ve yaptırımdır.
❗Yeryüzünü bir sınav alanı olarak düzenleyen Rabbimiz iman konusunda insanların zorlanamayacağını, doğru olanın bireysel ve kollektif iradeyi harekete geçirmek olduğunu birçok ayette bize öğütlemektedir.
✅İslam’da iyiliği emretmek, kötülüğü engellemek mü’minlerin hem ferdi hem de toplumsal-siyasal görevleridir. Çünkü mü’minler Allah celle celaluhu'nun hükümlerini kendi nefslerinde yaşamakla, adaleti ikâme etmekle, zulmü engellemekle yükümlüdürler.
📖Birçok ayet ve Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) örnek uygulamaları İslam’da denetim mekanizması
olduğunu göstermektedir. “Emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker” görevimizden söz eden aşağıdaki ayet dikkatle incelenmelidir:
❇️Allah, subhanehu ve teâlâ buyuruyor ki:
📬“Sizden, iyiye çağıran, uygun olanı emreden ve kötülüğü yasaklayan bir topluluk olsun. işte onlar başarıya ulaşanlardır.”
__
📖Ali İmran Sûresi 104. Âyet
❇️Allah, subhanehu ve teâlâ yine buyuruyor ki
📬"Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır."
___
📖Al-i İmran Suresi 110. Âyet
📃Ortada eğer bir emir ve yasak var ise, yaptırımdan söz etmemek mümkün değildir. İlahi olsun, beşeri olsun her otorite özünde siyasi olsun veya olmasın, bir yaptırım barındırır. Ancak yaptırım, kontrol ve denetleme araçları karşı tarafa haksızlık doğuracak şekilde kullanılmamalıdır.
😞Günlük hayatta bile verdiği sözü yerine getirmeyen birinin taahhüdünde durması için çeşitli denetim mekanizmaları geliştirilmiştir. Söz verdiği günde borç vb. taahhüdlerini yerine getirmeyene, haksızlık yapmadan akitlerine bağlı kalma konusunda yaptırım uygulamak nasıl doğalsa; aynı şekilde Allah Teala ile iman akdi imzalayan birini, akitlerine bağlı kalma konusunda belli yaptırımlara tâbi tutmak da doğaldır ve bir denetlemedir.
🧐Çünkü iman; tezahürleri ile anlamlıdır. Dinin gerektirdiği emirleri yerine getirmeyen kişiye mü’minlerin oluşturduğu otoritenin yaptırım uygulamaması,
onu kendi haline bırakması mümkün değildir.
❇️Allah, subhanehu ve teâlâ buyuruyor ki:
📬“Biz onları yeryüzüne yerleştirsek namaz kılarlar, zekatı verirler, uygun olanı emrederler, fenalığı yasak ederler. Işlerin sonucu Allah’a aittir.”
__
Hac Sûresi 41. Âyet
📗Kur’an'daki farziyet ifade eden bütün emirler, bir tür ilahi iradenin insan hayatına müdahale isteğidir. Nitekim dinin temel ibadetleri, Allah Teala’nın teşekkül ettirilmesini istediği toplumsal, siyasal yapıyı ilgilendiren konular Kur’an da çoğu zaman emir kipi ile ifade edilen ilahi buyruklar şeklinde geçmektedir.
❇️Allah, subhanehu ve teâlâ buyuruyor ki:
Devamı👇👇👇
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
17. Tavsiye
Ebu Zerr (r.a.) dedi ki;
Dostum (s.a.v.) Bana dört söz tavsiye etti bunlar bana
Dünyada ve içindekileri herşeyden daha kıymetlidir,
Bana buyurdu ki;
“Ey Ebâ Zerr, Gemini Sağlam Yap; çünkü, gideceğin
deniz çok derin bir denizdir. (Gemini Sağlam Yap
demek, imanını yenile!.. İman da eskir, yenilemek
lâzım! Amentüyü okumak lâzım!).. Katığını, erzakını
gemiye doldur; gideceğin yer çok uzak bir yoldur.
(Orada yetecek kadar ekmek, su lâzım; yâni amel-i
sâlih lâzım!).., Yükünü de hafif et; çünkü, çok yokuş
yollardan geçeceksin. (Ağır yükle, o yokuş yolda
çıkamazsın). Yükün hafifliği, günahların azlığıdır...,
Amelini de hâlis et, ihlâs ile yap! (Gösteriş için, âlem
için yapma!).. Çünkü, Allah seni görüyor”.
(İmam Elmakdisi Rivayet etmiştir)
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
16. Tavsiye
Ümmü Enes (r.a.)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir;
“Ya Rasulellah bana Tavsiyede bulun,
“Rasulullah şöyle buyurmuştur; “Günahlardan
hicret et (terket), zira bu hicretin en faziletlisidir.
Farzlara devam et, zira bu cihadın en faziletidir.
Allahı çokça zikret çünkü sen Allaha çok zikirden
daha sevimli bir şey getiremezsin”
(Tabarani El-Kebir, El-awsat ve El-haysemi’de Mecma’
El-zavaid’te Rivayet etmiştir)
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
14. Tavsiye
İsmail bin Muhammed bin Sa’d bin ebi vakkas (r.a.)
Babasından ve Dedesindede Allah Razı olsun, Şöyle
Rivayet ettiler;
Adamın biri Rasulullah (s.a.v.)’e geldi ve dedi ki!
“Ya Rasulullah Bana Özet olarak ne Tavsiye edersin,
Buyurdu ki;
“İnsanların elinde olanlardan ümidini kes esas
zenginlik budur, sakın tamaha düşme zira buda
yaşadığın gün fakirliğidir, Namazlarını öyle kıl ki
hayata veda edercesine son namazın gibi kıl, sakın
pişman olacağın şeyler yapma”.
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
Bu yüzden diyoruz ki devlet için 2 durum vardır.
1- Allah'ın hükümleriyle hükmeden ve Allah'ın hükümlerine, kanunlarında muhalefet etmeyen Lakin uygulamada hataları olan devlet.
Bu îslamî bir devlettir ve yöneticiside Müslümandir
Lakin Allah'ın kanunlarını uygulamadaki muhalefet ve eksikliği miktarınca hükmüde değişir. zulmü artarsa cezası ve kınaması da artar.
2- Allah'ın kanunları'nın hepsi ile veya cüzi bir kısmıyla hükmetmeyen Devlet.
Sadece bir kanunda bile olsa, mesela zinayı iki tarafın rızasıyla serbest yaparsa.
Deriz ki bu hüküm İslami değildir, devlete İslami değildir Ve yöneticisi de müslüman değildir.
✏️ Şeyh Abdulaziz Et-Tureyfi
╰─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╯
╭─┅═➖➖@Tevhid➖➖═┅─╮
Soru: Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyi veya yasamayı terk edenin hükmü nedir?
Cevap: Allah’ın indirdikleri ile yasamayı terk eden yada Allah dışında kanun ve sistem koyan hakkında iki durum vardır.
İlk durumu: eğer sistem Allah’ın şeriatına muhalefet ediyorsa Allah’ın helal veya haram olarak hüküm verdiği konularda aksine hüküm veriyorsa Deriz ki bu Allah'a küfürdür. Bunda hiç kimsede ihtilaf etmemiştir.
Mesela bir devlette, zinanın veya livatanın (eşcinselliğin) veya içkinin helal (serbest) olduğuna dair kanun koyarsa.
Deriz ki bu Allah'a küfürdür ve bunda ihtilafta yoktur. Allah’ın şu kavlinden dolayı.
وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ
"Allah'ın dışında birbirimizi rabler edinmeyelim" (Al-İmran: 64)
Ve "onlar Allah dışında hahamlar ve rahiplerini rabler edindiler." ayetiniden dolayı
Buradaki rab edinmeden kasıt namaz veya ibadet değil. Lakin onları Allah dışında kanun koyucular edindiler.
Bu yüzden diyoruz ki buradaki hitap, koyulan kanunun uygululayana değil kanun koyana yöneliktir.
Bu yüzden Allah’ın kitabında ve Nebinib sünnetinde gelen Allah’ın şeriatından herhangi birşeye karşı kanun koyan kişi İslam ehlinden ( Müslüman) değildir.
İkinci durum ise, yönetimi ve kanunlarıyla Allah’ın şeriatına göre hükmeden lakin onu uygulamada ihlalleri olan, racih olan görüşe göre ilk hükme dahil değildir. Bununla beraber onun hükmü de ağırdır Alimlerin ittifakıyla büyük günahtan daha büyüktür.
✏️ Şeyh Abdulaziz Et-Tureyfi
Devamı 👇